
İyi okurlar için güzel bir site
http://www.dipnotkitap.net/
Şiirsel Denemeler
Hülya Soyşekerci’nin Yazarlar ve Yapıtlara Yönelik Okumalar adlı kitabı üzerine notlar
Eren Arcan - 9 Haziran 2009
Yazarlar ve Yapıtlara Yönelik Okumalar adlı kitabında Hülya Soyşekerci güncelerinden yola çıkarak, edebiyat ve sanat ile ilgili kişisel bilgilerini, düşüncelerini, görüşlerini çok zarif bir şiirsellik içinde yazıya döküyor.
“Yaşanmışlıkların tortusu” olarak kabul edilen güncenin yapısının gerektirdiği açık yüreklilik ve samimiyetle, bir perde arkasına saklanmadan, kişisel yaşantısını ortaya koyuyor ve buradan hareketle yazarlara ve yapıtlarına göndermeler yaparak güncelin etkisi ile başladığı kanalda, edebiyatı ve sanatı irdeliyor. Kitabın bölümlerinde, denemelerdeki olağan bilimselliğin getirdiği kuruluk tuzağına düşmeden, somut bilgi ile şiirselliği kaynaştırarak deneme türüne “Şiirsel Denemeler” diye adlandırabileceğimiz yeni bir soluk getiriyor.
Yazar “Kemeraltı’nda Geçmiş Zaman Rüzgârları” adlı bölümde, geçmiş ve şimdiki zaman arasında salınırken, yanlız deneme yazarı değil betimlemeleriyle, kurgusuyla, zaman üzerindeki savlarıyla, aynı zamanda usta bir edebiyat yazarı olduğunu ortaya koyuyor.
“Zamanın kırılma noktalarını buluyorum Kemealtı’nda. O noktalarda varlığını yoğunlaştıran bir “toplumsal zaman” seziyorum. Bu toplumsal zaman, eski eşyalarda yaşayan “kişisel zamanlardan” süzülerek varlığını duyumsatıyor.” (s50)
Hülya Soyşekerci’nin kalemi ile Kemeraltı’nı adım adım sevgi ile geziyoruz.
“Hisarönü’ne geliyorum. Kızlar Ağası Hanı, Çuha Bedesteni önündeyim. Yüzyıllık çınara merhaba diyorum. Çınarın altında küçük bir çay molası... Akşamın son ışıkları... Güvercinler toplanıyor... Rüzgâr dalları titretiyor. Kuru dallarda asılı kalmış birkaç kozalak... Yüzyıllık çınar özünde yeşilliği, tazeliği gizliyor. Bekliyor... Hüznün içinden sevinci, eskinin içinden yeniyi damıtacak. Birşeyleri çoğaltırken kendisi de çoğalacak durmadan. Tıpkı Kemeraltı gibi...” (s54)
Hülya Soyşekerci güncelin çalkantılarından fevkalade etkilenmesine rağmen, umutsuzluğa düşmeden, sanatın koruyucu, birleştirici, paylaşımcı niteliğinin insanları evrensel bir sevgi çerçevesinde birleştirdiğine inanıyor. Uyumsuz, topluma aykırı düşen insanın sanata, yazına, felsefeye sığındığını söylüyor ve geleceğe umutla bakıyor.
“Her şey umutlarda ve gençlerde yoğunlaşıyor. Umutları ve gençleri yanımızdan ayırmadan onların yaratıcılığının öncülüğünde, okyanusa açılan düşsel bir tekneyle ütopyalarımıza doğru sevgi ile yol alabileceğiz... Bilge Karasu en karanlık gecenin en koyu masalının da yırtıldığını; gökyüzünün insana gülümsediğini göstermedi mi bize? Maviliklere selâm olsun.” (s 143)
Yazar kitabında Zweig, Amiel, Pavese, Tomris Uyar, Atay, Sartre, Woolf, Orhan Kemal, Sylvia Plath, Mann, Pablo Neruda, Cortazar, Kafka, Proust, Rilke, Joyce gibi ustalar arasında yolculuk yaparken, edebiyat sevdalılarına hem iyi yazının keyfine varabilecekleri bir eser, hem de sıklıkla başvurabilecekleri bir bilgi kaynağı sunuyor.
YAZARLARA VE YAPITLARA YÖNELİK OKUMALAR
BAHAR VARDARLI
11 Haziran 2009
Hülya Soyşekerci’nin, kendi güncesinin kurgusu içinde, incelemeye aldığı diğer yazarların güncelerine ayna tutarak, onların eserleri hakkında ayrı ayrı yaptığı bir çalışma olan bu kitap, bize Hülya’yı tanıttı. Zaten kendisi de kitabında, “Bence bir yazarı tanımanın en iyi yoludur günlükler,” diyor.
Bilgi, birikim, akıl, çalışma azmi, görevi ciddiye almak, merak, araştırma, sorgulama… Bunlar gibi nice özelliği kişiliğinde barındıran bir yazar Hülya. Böyle bir donanımı edinmek kişinin bilinçli çabasının sonucudur. Bu da yılmadan çalışmak demektir. Güncelerini okurken yazarın kitaplar hakkındaki bilgisinin yoğunluğu okurda hayranlık uyandırıyor. İstekli ve okuma sevdalısı olan okur, “Bunları ben de okumalıyım,” diyor ve telaş içinde kendisi için uzun listeler çıkarıyor.
Duygusal yanına değinecek olursak, Hülya’nın yüreği sevgi, insanlık, anlayış ve umut dolu. Yazılarının her bölümünü umut ışığının aydınlığında bitirmesi bu özelliğinin kanıtı.Onun intihara karşı duruşuna, gençleri geleceğin yaratıcıları olarak görüşüne, ve yaşam hakkındaki yorumlarına aynen katılıyorum.
İfade gücü ve Türkçesi imrenilecek kadar etkili olan Hülya, okuru zorlamıyor, demek istediğini yalın bir dille ifade ediyor. Kullandığı öz Türkçe kelimeler hiç yadırgatıcı değil, hatta bazen insanı bir köşeye not almaya bile teşvik ediyor.
Hülya’nın dikkatimi çeken diğer bir özelliği edebiyatı ve edebiyatçıları çok sevmesi ve katıldığı bu tür birlikteliklerin onda yaşam sevinci oluşturması.
Kendisi eleştiri dalını seçmiş olmasına karşın, bu kitaptaki denemeleriyle onun aslında ne denli iyi bir yazar olduğunu fark ediyoruz. Eleştirilerine devam ederken yazmaya da vakit ayırırsa, bu yeteneğini biz okurlara sunarsa, hem edebiyat dünyamız kazanır, hem de biz okurlar güzel bir Türkçe, güzel bir anlatım ve en önemlisi güzel bir beynin ürünü ile ödüllendiriliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder