
(“Damlada Gizli Duran”, Avram Ventura, Şenocak Yayınları, Şubat 2009,136 s. 7 TL)
Deneme, özgür düşünceyi odağına alan, zihnin dar kalıplarını kırmaya çalışan yazı türlerinden biri olarak, yüzyıllar boyunca özgür aklın, sorgulama ve yüzleşmelerin, eleştiri ve öz eleştirinin yazınsal alandaki temsilcisi oldu. Düşünceler geliştikçe denemeler yazıldı; denemeler yazıldıkça düşünceler açılım kazandı ve yeni ufuklar yarattı.
Avram Ventura bu deneme kitabında, okura yeni düşünce pencereleri açıyor; edebiyat ve felsefe dünyasından bazı ustaların sözlerini kendi düşüncelerini temellendirmede yapı taşı olarak kullanıyor. Düşünce ve çıkarsamalarını dillendirirken, okurunu özgür bırakmaya; kendi düşüncelerini oluşturması için serbest alan yaratmaya özen gösteriyor. Denemede önemli olan; düşünce dayatmadan yeni düşünceler oluşturmak, okuru düşünmeye çağırmaktır. Demokratik katılımcılığın asli unsurlarındandır bu; insanların düşünceler yaratmasını sağlamak, kanaatlerinde özgür olduklarını duyumsatmak; yaratıcı ve özgür bir alan içinde, kendi varoluşlarının bilincine ulaştırmak.
Avram Ventura, Damlada Gizli Duran’da dünyasına süzülen yaşantı parçacıklarını dönüştürerek, onları zihninin kıvrımlarında yeniden biçimlendirerek özgün/özgür bir düşünce dünyası oluşturuyor. Denemenin ben’in ülkesine ait olduğunun bilinciyle, kendi düşünsel dünyasını içtenlikle sergiliyor. Yazan öznenin, kendini örtülemeden ifade ettiği yazın türlerinin bir ayağı şiir öteki ayağı denemedir diyebiliriz. Avram Ventura, duyarlılık ve bilinçle kaleme aldığı denemelerinde, yazma sanatından yazarlar dünyasına, sanatsal yaratma sürecindeki sancılardan yalnızlığın gizemine, kötücüllüğün karanlığından umudun gün ışığına atlayarak, düşünceden düşünceye geçiyor. İnsanı odağına alan bu denemelerinde, insanın/insanlığın tükenmediği sürece sanatın, edebiyatın ve yaşamın güzelliklerinin tükenmeyeceğini vurguluyor. Aşkın büyüsünden dostluğun kadim zamanlardan gelen sıcaklığına, şiirin iç anlamlarından savaşların anlamsız ve acımasız seslerine dikkat çekiyor. Yazar ve düşünürlerin geçit resmine tanık oluyoruz bir yandan: Maupassant, Kafka, Zweig, Rilke, Çehov, Gorki, Aragon, Voltaire, Shaw, Brecht, Borges, Cibran, Oktay Akbal, Fethi Naci, Melih Cevdet Anday, Orhan Veli… daha pek çok yazar, yapıtlarından cümlelerle, yaşamlarından birtakım kesitlerle bu kitaptaki denemelerin dokusunda yer alıyor; yazara yeni düşünce ufukları açıp okurun dünyasını zenginleştiriyor. Deneme yazarı, düşünceler ve yorumlar üretirken aynı anda okuru da kendi bağımsız düşünme ve yaratma sürecini oluşturmaya çağırıyor.
Denemeler, göreceli bakışla yazıldığından dayatmacı düşünce zincirlerini kırarlar; aynı zamanda düşünceleri taşıyan akışkan bir yol; bir ırmak gibidirler. Hep başka suların akıp geçmesi gibi hep başka düşünceler akar deneme ırmağından. Bu kitaptaki denemelerde insan sevgisini, dayanışmayı, sanatı, özgür düşünceyi önemseyen Türkiyeli bir aydının, duru ve akıcı bir Türkçe içinde yarattığı düşünce alanlarına tanık oluyor, orada kendi dünyamızın izdüşümlerini buluyoruz.
HÜLYA SOYŞEKERCİ
(Radikal Kitap Eki'nde yayımlandı.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder