
(İsmail ve Babamın 68 Kuşağı, Çizmeli Kedi Yayınları, 2009,80 sayfa,4,50TL.)
Çocuk edebiyatı alanındaki çevirileri, kuramsal yazıları, akademik araştırmalarıyla bu alana önemli katkılarda bulunan Necdet Neydim’in yazdığı çocuk öyküleri, en az öteki çalışmaları kadar dikkate değer nitelikte: İsmail ve Babamın 68 Kuşağı çocuk dünyasını düşlerle kuran bir öykü.
Günümüzde çocuk olmanın zorlu yönlerini öykü kahramanı İsmail’in yaşamına odaklanarak anlatıyor yazar. Okul-ev-dershane arasında tekdüze bir yaşam sürdüren İsmail, bir akşamüstü okul çıkışında servise binmez. İşten çıktıktan sonra onu gelip alacağını söyleyen annesini bekleyen İsmail, ani bir kararla okulun bahçesinden çıkar, caddelerden geçip deniz kıyısına doğru yürür. Deniz onu çağırmaktadır sanki. Babaannesinin anlattıklarını düşünür; geçtiği sokakların önceki hallerini hayal eder. Ahşap ev yıkılmış, yerine çok katlı ve kötü görünümlü bir apartman yapılmıştır. Babasından da, sokağın bitimindeki parkın ve deniz kıyısının öyküsünü dinlemiştir. İsmail, çevresine baktığında arabasıyla hız yapanları, teybin sesini sonuna kadar açanları görür. Her şey zamanla çok değişmiş ve bozulmuştur. Kalamış’ta deniz kıyısında kuytu bir yer bulan İsmail, çantasını bir kenara bırakır, önlüğünü çıkarıp yere serer. Güneşin batışını seyretmeye koyulur. Özgürlüğü yudum yudum içmektedir kahramanımız. Arkasına takılan bir köpekle arkadaş olur; dertleşirler. Başarılı olmak için sürekli koşuşturan ve oyun oynamaya zaman bulamayan İsmail, sonunda deniz kıyısında derin bir soluk alabilmiştir. Ailesinin görünmeyen baskılarıysa onu gerçekten yormuştur. Okuldaki sorunlar da ayrıdır; kalabalık sınıflar, bahçede oynayacak yer kalmaması, zamanın hep dar oluşu... Tüm arkadaşları gibi o da ancak hafta sonları oyun salonlarında bilgisayar oynayabilmektedir. Bahçeler, oyun alanları azalmıştır ve çok kalabalıktır. İsmail, büyük kentlere sıkışıp kalan çocukların sözcüsü gibidir. Oyun alanları giderek daralan ve tükenen çocuklara, sadece sanal oyun alanları kalmıştır ne yazık ki… Çevrenin ve doğal yaşamın tükenişi, hayatı iyice zorlaştırmaktadır. Deniz kıyısında Akkanat adlı bir martı ve Fadime adlı bir yunusla arkadaş olan İsmail onların dünyasını tanırken evrensel sorunları, savaşların acımasızlığını da yakından öğrenir.
Her bölümün sonunda yazar, bir cümleyle İsmail’e seslenir. Yazarın kendi kahramanına seslenmesi, okurun İsmail’e seslenmesiyle buluşur gibidir. Bu sesleniş ve yorumlar, metni, çocuk okur açısından ilginç kılmaktadır. İç içe geçen pek çok öykü var kitapta. Yunusun, köpeğin ve martının öyküleri sarmal halde kuşatır İsmail’in öyküsünü. Yunus, Alâeddin’in sihirli lambasını denizin derinliklerinden çıkarıp İsmail’e verir. Gizemli bir düş yolculuğu içinde bulur kendini çocuk. Böylece öyküde fantastik açılımlar başlar. Zamanı durduran İsmail, geçmiş ve gelecek zamanda birtakım düzenlemeler yapar; her şey çocukların mutluluğu içindir. Küçük İsmail’in daracık dünyası öylesine genişler ki kahramanımız düşlerle sonsuza açılır, yıldızlara basmadan saman yolunda koşar. Düşler ütopyalara dönüşür ve Sevgi Gezegeni çıkar karşımıza.
Peki, İsmail’in babasının 68 Kuşağı bu öykünün neresinde yer alıyor? Sevgi, barış ve kardeşlik mesajlarının kaynağı 68 Kuşağı, İsmail’in düşlerine göre, tüm dünyanın çevresine sarılıp dolanıyor. Çocukların soyut kavramları somutlaştıran algıları, “kuşak” kavramını en sevimli haliyle bu öyküde ortaya çıkarıyor. Böylece güzellikleri paylaşıyor çocuklar…
İsmail’i deniz kıyısında güneşin batışını izlediği sırada bıraktığımızı anımsıyoruz birden. Başa döndüğümüzde, İsmail’in yaşadıklarının gizemli bir düş mü, yoksa gerçek mi olduğunu soruyoruz kendimize. Duru, akıcı anlatımı ve ilginç diyaloglarıyla çocuk okurların ilgisini çekecek nitelikteki bu yapıt, çocuk düşlerinin güzelliğinde, günümüzü, geçmişi ve geleceği yeniden yorumlayıp anlamlandırmak için güzel bir fırsatı içinde taşıyor. Kurgu katmanları, yazarın kahramanına seslenmesi ve metinler arası göndermeleriyle günümüz yazın anlayışıyla örtüşen İsmail ve Babamın 68 Kuşağı, iyi çocuk okurlara seslenen; ya da çocuk okurları iyi okurlara dönüştürecek nitelikte, etkili ve derinlikli bir kitap.
Hülya SOYŞEKERCİ
hulyasoysekerci@yahoo.com
Radikal Kitap Eki 11.09.2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder